HEKİME ŞİDDET SON BULSUN

Sonunda oldu, hekimlere yönelik artarak devam eden şiddet sonunda meyvesini verdi. Sürekli doktorlarla uğraşanlar, onları sürekli eleştirenler, hastaların gözünde onları küçük düşürenler, onların da insan olduğunu unutanlar çok mutlu olabilirler. Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde görevli Göğüs Cerrahisi Uzmanı arkadaşımız Dr. Ersin Arslan bir hasta yakınının bıçaklı saldırısına uğradı ve hayatının baharında, 4 aylık çocuğuna doyamadan yaşama veda etti. Yıllarını vermiş, üniversite sınavında en yüksek notu almış ve tıp fakültesine girmiş, gecesini gündüzüne katmış, fakülteyi bitirmiş, üstüne bir daha sınava girip kazanıp, göğüs cerrahisi ihtisasını bitirmiş ve özveriyle çalışmaya başlamış bir hekim kardeşimizdi Ersin arkadaşımız. Onun da bakmak zorunda olduğu bir ailesi, yaşadığı hayatla ilgili sorunları ve geleceğe yönelik beklentileri ve endişeleri vardı mutlaka. Ama herhalde ölümünün ameliyatını yaptığı bir hastasının yakını tarafından olacağını tahmin etmemişti. Arkadaşımızın yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyor, meslektaşlarımıza yapılan her türlü saldırıyı nefretle kınıyoruz.

Bu tür olaylar meslekten soğutuyor insanı şüphesiz. Mesleğimiz nereye gidiyor diye düşünmeden yapamıyoruz. Hiç hasta görmek istemedi bugün canımız. Baktım diğer meslektaşlarım da benden farksızdı. Ama yine de yapamadım, yapamadık. Muayene olmaya gelen hastaların bir suçu yoktu sonuçta. Mesleğimizin etik değerleri buna izin vermiyordu. 18 senelik hekimlik hayatımızda birkaç kez görevimizi yaparken hakarete uğradığımız olmuştu ama bu kadar çok etkilememişti bizi. Yıllarca hakarete ve saldırıya uğrayan meslektaşımızla da karşılaşmıştık. Neden bu kadar çok etkilenmiştik? Belki mesleğimiz ile ilgili geleceğe dönük duyduğumuz kaygılar bizim daha çok etkilenmemizi sağladı. Belki de son yıllarda toplumun hekimlere olan negatif bakışı ve davranışlarında giderek artan bir ivme gördüğümüzden bu kadar çok etkilendik. Bu da nereden çıktı demeyin. Son yıllarda pek çok kişinin yakından takip ettiği dizi filmlerde yansıtılan doktor imajlarını hatırlayın ne olur. Beceriksiz, pısırık, paragöz insanlar görürsünüz çoğunlukla. Her Allahın günü televizyon haberlerinde ve gazetelerde yer alan, doktorları yerin dibine sokan haberlere bir göz atın yeniden. Tüm bunların sonucu olarak son birkaç senedir hekime yönelik tehditler ve fiili saldırıların hasta psikolojisi ile açıklanamayacak boyutlara ulaştığını görüyoruz. Bu durum açıkçası beni ve hekim arkadaşlarımı korkutuyor.

Oysa geçmiş yıllarda halkımızın gözünde çok iyi bir hekimlik imajı vardı kuşkusuz. Bu mesleği seçerken de bu imaj etkili olmadı desek yalan olur. Çocukluğumuzda hekime gitmek çok özel bir durumdu. En yeni elbiseler giyilir, en temiz şekilde hekimin huzuruna gidilmeye çalışılırdı. Onun dedikleri büyük bir dikkatle dinlenir ve uygulamaya çalışılırdı. Hekime gösterilen saygıyı iliklerinize kadar hissederdiniz. Ya şimdi. Yine aynı saygıyı gösterenler olmasına rağmen, maalesef tersi durumlar giderek artıyor. Hekime güvensizlik ve şüpheci yaklaşımlar, hekimi hor görme sıkça karşılaşılan durumlar oldu. Her yerde kurallara uyan insanlar, hastanelerde kurallara başkaldırır hale geliyorlar. Banka, postane gibi yerlerde sabırla sıra bekleyenler, hastanelerde sabırsız ve saldırgan bir hal almaya başlıyorlar. Tüm bunları hasta psikoloji ile değerlendirmek işin kolayı olacaktır. Bizce bu durumlar nereden kaynaklanıyor mutlaka daha ayrıntılı olarak irdelenmeli ve özeleştiri yapılmalıdır. Hekimlerin istekleri, eleştirileri mutlaka dikkate alınmalıdır.

Hekimlere yönelik saldırılarla ilgili acil olarak önlemler alınmasının gerekliliğini artık herkes söylüyor. Artık uygulama zamanı. Hekimlik mesleğinin halkın gözünde yeniden saygıdeğer bir hal almasını sağlamak zorundayız. Bu tür olayları birbirimizi yıpratma amacı ile kullanmamalıyız. Bu kötü örnekler hekimlerin daha fazla kenetlenmesi ve dayanışması için bir vesile olmalıdır. Birbirimizle değil, ortak sorunlarımızla mücadele etmeliyiz. Hep beraber bu kutsal mesleğin marka değerini en üstlere taşımak zorundayız. Zaman artık kuru slogan atma, gösteri yapma, küçük hesaplarla uğraşma zamanı değildir. Etkin ve yerinde icraatler yapma, ortak dil ve ortak akılla hareket etme zamanıdır. Yeni Ersinler olmaması için; hekimlerin moral motivasyonunu artıracak, mesleklerini onurlarıyla, şevkle ve severek yapmalarını sağlayacak önlemler süratle alınmalıdır.
Tüm meslektaşlarımıza tekrar başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir